Sayfalar

23 Ağustos 2012 Perşembe

EV YAPIMI BEZE


Beze yapılışını gözümde çok fazla büyütmüşüm. Yapmayı istediğim tatlardan biridir beze:) Hep  yapmak isteyip bir türlü cesaret edememiştim. Elimde birçok tarif vardı fakat Özlemin tarifi bambaşka:)))) 
Sevgili (mutfaktayım bloğu) Özlem'de bugün sabah gördüm ve bu akşam gelecek misafirlerim için hemen yapmak istedim. Hemmen mutfağa koştum. Yapımı çok çok kolay, sadece uymanız gereken verilen ölçüler ve süreler. Onun haricinde olmaması için bir sebep yok :))))
Harika oldular. Pastanelerdekinden çok çok daha güzel oldular.... 
Buradan sevgili Özlem'e bir kez daha teşekkür ediyorum :)



EV YAPIMI BEZE

Beze Nasıl Yapılır ?
Malzemeler:
3 yumurta akı,
5 çay bardağı pudra şekeri
bir tutam tuz

Yapılışı:
Yumurta akları, pudra şekeri ve tuzu bir tencereye alalım. Ocağın en küçük ve en kısık şeklinde mikserle sürekli çırpalım. 8-10 dk bu şekilde çırpmaya devam edelim. Yumurta akı kıvam almaya başlayacaktır. Süre sonunda ocağın altını kapatıp tencereyi tezgahta yine 10-15 dk mikserle çırpalım. Kıvamı iyice katılaşıncaya yani mikserin ucundan akmayıncaya kadar çırpalım.
Krema sıkma torbasının ucuna yıldız ucu taktıktan sonra içini dolduralım. Fırın tepsisine yağlı kağıt serelim. Üzerine azar azar sıkalım. Fırını 100 'C ye ayarlayalım. Çok az ısıda ağır ağır (sadece kurutarak) pişirelim. Sertleşince fırından çıkartalım fırın telinin üzerinde soğumaya bırakalım. Bezelerimiz servise hazır:))))
Afiyet Olsun... 

BOSTAN KEBABI

Merhabalar,
Bostan kebabını ne zamandır yapmak istiyordum aslında. Patlıcanı sevmeyen ben nasıl böyle patlıcan delisi oldum hayret ediyorum kendime:)))) Demek ki insanın zevkleri, ağız tadı değişebiliyormuş bunu öğrendim:)))) 
Harika ve doyurucu bir yemek olduğu kesinlikle test edildi:) Bayıla bayıla yedik, gerçekten de çok güzeldi. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Davet sofralarınıza yakışacak güzellikle bir yemek. İlk defa bostan kebabını denedim ve inanılmaz beğendik. Bundan sonra sık sık,  mevsimi de geçmeden yapıcam bu yemeği...
İşte buyrun tarifim,
Malzemeler:
2 bostan patlıcan,

İç harcı için:
100 gr. kıyma,
1 soğan,
2 domates,
2 yeşil biber,
2 diş sarımsak,
1 çorba kaşığı TAT domates salçası,
tuz, karabiber


Üzeri için:
1 domates,
kaşar peyniri dilimleri

Salçalı Sosu için:
1 tatlı kaşığı TAT domates salçası,
1 türk kahve fincanı su


Kızartmak için: sıvıyağ
Yapılışı:

Öncelikle patlıcanları sap kısmıyla birlikte ikiye bölelim. Tuzlu suda 20 dk kadar acısının çıkması için bekletelim. Sonra patlıcanları yıkayıp kurulayalım. Tavaya yağı ekleyip ısınınca patlıcanları arkalı önlü nar gibi olana kadar kızartalım. Havlu kağıt serili bir tabağa alıp yağını süzdürelim.
Ayrı bir tencereye zeytinyağı ekleyip kıymayı, küçük doğranmış yeşil biberi, soğanı, sarımsağı alıp soteleyelim. Ardından domatesleri küp küp doğrayıp ekleyelim. Tat domates salçasını da ekledikten sonra kavuralım. Tuzunu, karabiberini de ekledikten sonra ocağın altını kapatalım.
Ilıyan patlıcanlarımızın içlerini bir kaşık yardımıyla güzelce sıyıralım ve kesme tahtasında küçük küçük doğrayıp kıymalı harcımıza dahil edelim.
Patlıcanları fırına dayanıklı borcam yada başka bir kaba yerleştirelim. Harcımızı şöyle bir karıştırıp patlıcan kayıklarımıza kaşık kaşık paylaştıralım. Patlıcanlarımızın altının yanmaması için b
orcamın içine ayrı bir kapta su ve 1 tatlı kaşığı Tat domates salçasını karıştıralım. Sos hazırlayalım ve borcamın zeminine dökelim. 
Tüm patlıcanların içlerini harçla doldurduktan sonra üzerlerine yuvarlak kesilmiş domates dilimi yerleştirelim. Isıtılmış fırında domatesler hafif solana kadar pişirelim. 
Daha sonra fırından alıp domateslerin üzerine kaşar dilimleri yerleştirelim ve 2 dk hafif kızarana kadar fırında bekletelim. Çok bekletmeyin kaşar eriyip gidiyor. 
Sıcak sıcak servis yapalım.
 Not: Harçtan kalırsa dert etmeyin benim de biraz arttı. Buzdolabı poşetine koyup deepfreeze kaldırabilirsiniz. Bir kaç gün sonra 1 yufkayla kendinize şahane bir börek yapabilirsiniz :)
Afiyet Osun.

ZEYTİNYAĞLI SEMİZOTU

Pazarda geçen gün tazecik semizotlarını görünce dayanamadım ve aldım. Hem salatasını hem de yemeğini çok sık yapıyorum. Hele yemeği o mayhoş tadı çok hoşuma gidiyor.))) 
Hem pratik hem de çok besleyici olan bu yemeği yapmayanımız yoktur aslında. Fakat ben ilk defa denemek isteyenler için bir kez daha tarifi veriyorum:)))) Biliyorsunuz ben hep söylüyorum, ilk evlendiğim sene mutfakta çok zorluk çekmiştim çok. Anneciğim hep derdi de  gel öğren kızım diye, ama ben hiiiiiç oralı bile olmazdım. İş başa düşünce anladım anacığımı. Yavaş yavaş öğrendim hepsini:))))
İşte lezzetli ve bir o kadar pratik semizotu tarifim şöyle hanımlar:))))

Malzemeler:
1 bağ semizotu,
1 adet kırmızı kapya biber,
1 adet büyük soğan,
1 avuç pirinç,
zeytinyağı ve tuz
Yapılışı:
Öncelikle semiztounu pakette sarılı yere kadar olan kısmından bıçakla keselim. Topraklı kısmından kurtulduktan sonra bol su ile 3-4 kez güzelce yıkayalım. Küçük parçalara ayıralım. Ben sap kısımlarından da çok kart olmayanlarını yemeğe ilave ediyorum. Soğanı, biberi küçük küçük doğrayalım. Tencereye yağı ekleyelim. soğan ve biberi alıp soteleyelim. Ardından semizotlarını ve yıkadığımız pirinci ve tuzunu da ilave ettikten sonra şöyle bir karıştıralım. Kapağı kapalı olarak kısık ateşte pişirelim. Semizotları suyunu yavaş yavaş salmaya başlayacaktır. Gerekirse çok çok az su ilavesi yapabilirsiniz. Yaklaşık 15 dk sonra yemeğimiz pişmiş olacaktır. İşte bu kadar kolay.....
Üzerine de sarımsaklı yoğurtla miss gibi oluyor :))))
Afiyet Olsun.... 

17 Ağustos 2012 Cuma

Vazgeçilmez Lezzet Çorba

Kim acıktığı zaman dumanı üzerinde tüten bir tas çorbaya hayır diyebilir ki? Üşüyünce, geniş sofralarda buluşunca, hafif bir şeyler yemek isteyince, hastalanınca yardımımıza koşan çorba, Türk mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinden biri. Üstelik, hafif ve doyurucu yapısı sayesinde üç öğünde de zengin çeşitleriyle sofralarda yerini alıyor.

Çorba kelimesinin kökeninin ise Farsça "tuzlu haşlama" anlamında kullanılan "shorba"dan geldiğini biliyor muydunuz?

İyi beslenme anlamına gelen Sû ve Pô kelimelerinden türeyen çorba kelimesinin kökeni Sanskritçe'ye kadar dayanıyor. 

Çorba: 10 bin yıldır tüketilen bir besin!

Yaklaşık 10 bin yıl öncesinde bile çorba hazırlandığını ve içildiğini gösteren kayıtlar mevcut. Et ve sebzeyle birlikte pişirildiğinde, malzemelerinin sahip olduğu besin değerlerinin bütünlüğünü taşıyan çorba, o tarihlerden günümüze kadar sofraların en değerli besinlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Türk Mutfağı'nın da yıldızı

Dünyanın sayılı mutfaklarından birine sahip Türkiye ise çok zengin bir çorba kültürüne sahip... Mutfaklardaki altın standardın temsilcisi ev yapımı çorbaların yanında, klasik ve yöresel pek çok çeşidiyle hazır çorbalar tüketicilere mutfakta saatler harcatmadan, ailelerinin seveceği lezzetli ve değişik tarifler sunuyor.

Hazır çorbalar, her geçen gün tüketicilerden gelen talepler doğrultusunda geliştirilirken, geniş ürün yelpazesiyle tüketicilerin hijyenik koşullarda taze ve kaliteli malzemeler kullanılarak hazırlanan birbirinden farklı lezzetleri güvenle tüketmelerini sağlıyor.

Tarhanaya Dünyanın İlk Hazır Çorbası demek mübalağa sayılmaz…

Çorbayı oluşturan malzemelerin başında gelen yoğurdun çorba kültürüne kattığı en büyük eser, kuşkusuz tarhanadır. Bir zamanlar göçebe atalarımızın hazır yemeği olan tarhana, hala her zaman ve her yerde çabucak lezzetli bir yiyeceğe dönüşebilecek, taşınması ve saklanması en kolay ve muhteşem üründür.

Tıpkı tarhana gibi, hazır çorbalar da mevsiminde toplanan ve özenle seçilen sebze ve baharatların yüzyıllardır uygulanan, tamamıyla doğal bir koruma yöntemi olan kurutma işlemine tabi tutulması ve harmanlanmasıyla üretiliyor.

Yazın da çorba içilir

Çorba denilince çoğumuzun aklına dumanı tüten sıcacık bir tabak gelse de, Anadolu ve Türk mutfak kültüründe soğuk çorbaların da ayrı bir yeri vardır. Özellikle soğuk ayran kullanılarak
yapılan çorbalar, serinletici özellikleriyle yaz günlerinin hafif ama keyifli yiyeceklerine dönüşüyor. Bu tür çorbaların en başında Sivas'ta yapılan bulgurlu pazılı soğuk çorba ile buğday ve ayranla yapılan soğuk çorba yani ayran aşı çorbası geliyor. Sivas'ta pazı katılan soğuk çorbanın diğer bölgelerdeki yöresel çeşitlerine sarımsak ve nane gibi baharatlar eşlik ederken, kimi bölgelerde ise salatalık gibi yaz sebzeleri eklenebiliyor.

Siz de bir çorba severseniz lezzet dolu çorba dünyasını keşfetmek için www.bencorbaseverim.com adresini ziyaret edin…

ben çorba severim Bir bumads advertorial içeriğidir.