Sayfalar

13 Nisan 2016 Çarşamba

Travel and Gourmets Dergisi Nisan Sayısı Çıktı.. Bu sayıda Metanet Katmer'i yazdım...





Merhaba sevgili dostlarım,
Bu ay Travel and Gourmets Dergisinde Antep de gittiğim ve lezzetlerine hayran kaldığım meşhur " Metanet Katmer Salonunu" kaleme aldım.
Dergi de yok yok, keyifle okuyacağınız harika bir yeme içme ve gezi dergisi Travel and Gourmets... Alın kahvenizi elinize başlayın okumaya :)



Gaziantep deyince ilk akla gelen baklava öyle değil mi, ama bununla klamıyor. Katmeri, beyranı, Künefesi, Küşlemesi ve daha pek çok lezzetiyle Antep lezzetlerin sentezlenip buluştuğu bir şehir..
Bu yüzden de Gaziantep' e UNESCO tarafından hem Gastronomi Kenti ünvanını aldı hem de yaratıcı şehir ilan edildi...

Geçtiğimiz ay #izmifoodandtravelblogger ekibi olarak Sunexpress ve Mövenpick Hotel İzmir sponsorluğunda, Gaziantep Belediye Başkanı sayın Fatma Şahin'in nazik daveti üzerine Gaziantep'e gittik.

E buraya gelinir de baklavası katmeri beyranı tadılmaz mı hiç dedik ve en meşhur en beğenilen yerleri ziyaret ettik.

Metanet Katmer Salonu da bunlardan birisiydi.
Katmeri incecik açılıyor, bizzat Gültekin usta yaparken şahit oldum.
Süt kaymağı, bol antep fıstığı ilave dilip zarf gibi katlanıyor ve sonra taş fırında ki bu ayrıntı önemli Katmer'i taş fırında yapan tek yerin burası olduğu bilgisini de aldım ustamdan....

Pişmesini bekledikten sonra servis sırasında süt ile ikram edilmesi de ayrı güzeldi bence...

Sıcak sıcak yenmeli katmer Biz de öyle yaptık, hemen önümüze gelen katmeri itinayla yedik, bu kadar lezzetli, bu kadar güzel bir katmeri başka yerde yeme şansınız var mı bilemiyorum ama benim favorim bu mekan oldu :)


Yolunuz buralardan geçerse mutlaka uğrayın ve birbirinden güzel lezzetlerin tadına varın...
Yazımda Köy kKahkesini de anlattım. O apayrı bir lezzet...
Çörek diyebilirim.
Tahinlisi, tatlı ve tuzlu çeşitleri bulunuyor....
Kıyır kıyır harika bir tadı var. Kolay kolay da bayatlamıyor :)



Galiba ben buralara tekrar gelicem, çünkü doyamadım bu güzel şehre...
Şehir ayrı güzel, insanları ayrı güzel...
Hangi birini hangi detayı anlatsam bilemedim.
Uzunca bir yazı yazıp sizlere Antep izlenimlerimi aktarmak niyetindeyim ....
Şimdilik bana müsade...
Ağzınızın tadı hiç ama hiç bozulmasın diyorum....
Sevgiyle kalın,




12 Nisan 2016 Salı

30 Yaş Pastası ( Aydan & Olcay )



Merhaba canlarım,
Geçtiğimiz hafta çok sevdiğim arkadaşlarım Aydan ve Olcay için 30 Yaş pastası yaptım :)
Pasta yapmaya yeni yeni başladım aslına bakarsanız ve bu yüzden biraz cesaretsizim sanırım bu konuda... Pasta siparişi gelince de önce küçük bir heyecan yaşıyorum, Acaba istenilen modeli yapabilir miyim diye gidip geliyorum kendimle...
Ama sonrasında cesaretsizliğin yerini keyif alıyor hemen :) Ve böyle çıkıveriyor pastalar ortaya.. Hep diyorum ben profesyonel değilim ama çok seviyorum yapmayı,  O istek zaten beni buralara getiren..


Aydan bana "bizim pastamızı da sen yapar mısın ?" dediğinde 
Hımm " yapamam" diyemedim. 
Elimden geldiğince becerebildiğim kadarıyla yapmaya çalışırım dedim :)
O da sağolsun çok fazla el oyalayacak bir model seçmemişti zaten. Keyifle çalıştım pastasını..
İçini de muzlu ve çikolata parçalı yaptım.

Ufaktan sipariş aldığım bu günlerde sizlerin de fikirlerinizi almak isterim...
Eksiklerim mutlaka var, onları da zamanla kapatacağım diye düşünüyorum...
Yorumlarınızı, eleştirilerinizi ve önerilerinizi yazın lütfen...

Aydan'cım ve Olcay'cım nice nice 30 yaşlar diliyorum canlarım sizlere...
Gözleriniz birbirinize hep böyle aşkla baksın inşallah....
Çok ama çok öpüyorum sizi...

Sevgiler,




29 Mart 2016 Salı

GELİN ÇANTASI


Merhabalar canlarım,
Bugün sizlere hayat kurtaran tatlı mı tatlı, şık mı şık bir bir tarifim var.
Ne zamandır aklımdaydı, dün prensesim isteyince hemen girdim mutfağa :)
Yapımı hiç de zor olmayan, hatta acil tatlı krizlerinize çözüm olabilecek güzellikte bir tatlı. Bazen arkadaşlarınız telefon açar ve biz geliyoruz der ya hani :) İşte çay oluncaya kadar hazırlayabileceğiniz puf puf bir nefis bir lezzet.
Hepimiz süt dilimini biliriz, tadı ve hafifliği aynı süt dilimi gibi.
Çocuk büyük herkese hitap eden bu tatlıyı artık daha sık yapmaya karar verdim. Siz de mutlaka deneyin ve yorumlarınızı benimle paylaşın lütfen :)




GELİN ÇANTASI

Malzemeler:

1 yumurta,
1 çay bardağı şeker,
1 su bardağı süt,
1/2 çay bardağı sıvıyağ,
1 çay kaşığı Kenton kabartma tozu,
1 pkt Kenton vanilya,
2 yemek kaşığı Kenton Kakao,
1 su bardağı Kalecik un

Arası için:
2 poşet Kenton toz krem şanti
1 su bardağı soğuk süt

Süslemek için:
Hindistan cevizi,
Çikolata sos

Yapılışı:

Öncelikle 2 poşet Kenton toz krem şantiyi 1 su bardağı süt ile katı kıvam alana kadar çırpalım. Soğuması için dolapta bekletelim.
Pankek için, yumurta ve şekeri mikserle iyice çırpalım. Sonra süt, sıvıyağ, ekleyip karıştıralım. Elemiş olduğumuz Kalecikun, kabartma tozu, vanilya ve kakao'yu da karışıma ilave edip homojen bir kıvam alana kadar karıştıralım.
Tavamızı ocağın en küçük kısmına alalım ve ısıtalım. Karışımımızdan küçük bir kepçe alıp tavaya dökelim. Üzeri göz göz oluncaya kadar pişirelim. Tek tarafını pişirdiğimiz pankeki'mizi tavadan spatul yardımıyla alıp tepsiye yerleştirelim. Harç bitene kadar pankek'lerimizi pişirmeye devam edelim.
Dolapta soğuyan şantiyi alalım. Pankek'in arasına koyup hindistan cevizine bulayalım. Servis yapacağımız tabağa yerleştirelim.
Ben üzerini çikolata sos ile süsledim. Siz arzu ettiğiniz şekilde servis yapabilirsiniz.

Afiyet Olsun..







1 Mart 2016 Salı

JUİCY LİFE İZMİR İLE SAĞLIKLI YAŞAM – WORKSHOP


Merhabalar,
Geçtiğimiz ay çok güzel bir etkinlikte buluşturdu sevgili Hep Leziz bloğunun sahibesi Tülay hanımcım bizleri... Blog yazarı arkadaşlarımla harika bir etkinlikte bir araya geldik. Sağlıklı yaşam üzerine konuştuk etkinlik boyunca, detokstan bahsettik..
Workshopta Sağlıklı Yaşam Koçu sevgili Ayça Gönenç, bizlere sağlıklı beslenme üzerine faydalı bilgiler verdi. Meğer ne çok şeyi doğru bildiğimizi sanıyor fakat yanılıyormuşuz :)) 
Hep birlikte hem bilgilendik hem de birkaç tarifi birlikte yaptık. Meslea benim damak tadıma çok uygun olan hindistan cevizi sütünü yaptık,inanın tadı nefisti. 
Juicy Life İzmir sağlıklı ürünlerinin internet sitesi üzerinden satışını yapıyor. İncelemek ve sipariş vermek için ziyaret ediniz.


Bu bilgiler bakalım neymiş.
Yanlış Beslenme
  • Şeker ve beyaz unlu gıdaların tüketilmesi
  • Hayvansal kaynaklı besinlerin fazla tüketilmesi
  • Yanlış yağların fazla miktarda tüketilmesi
  • Yiyeceklerin yüksek ısıl işlemle hazırlanması (yağda kızartma)
  • Çok miktarda ve yanlış tuz tüketilmesi Hormonlu ve ilaçlı gıdaların tüketilmesi
  • İşlenmiş ve katkı maddesi içeren gıdaların tüketilmesi
  • Bazı besinlerin gereğinden az tüketilmesi

Çiğ besinler tüketmenin faydaları nelerdir?
Bazı yiyeceklerdeki enzimler kendi sindirimlerini başlatıyorlar yani bedenin sindirim işlevine yardımcı oluyorlar. Fakat yiyeceklerimizi pişirdiğimizde, 45° C’nin üzerinde işlem gören her yiyecekte bu değerli enzimler tahrip oluyor. Bu nedenle bu yiyecekleri sindirebilmek için vücut kendi enzimlerini kullanmak zorunda kalıyor. Her insan bedeninin belli bir enzim üretme kapasitesi var. Bunun sonuna gelindiğinde sistemde bozulmalar meydana geliyor. En çok rastlanan örneklerden biri diyabet, pankreasın insulin enzimi üretimini gerçekleştirememesi.
Herkesin belli bir enzim kapasitesi olduğu düşünüldüğünde bunu en iyi şekilde kullanmak bir uzun ömürlülük anlayışıdır. Canlı besinler tükettiğimizde bu besinlerin sindiriminde gerekli enzimleri de beraberinde aldığımızdan bedenin kendi enzimlerine çok daha az ihtiyaç duyulur. Böylece daha uzun ve sağlıklı bir hayat yaşarız.
Isıl işlem uygulanması; yiyecekte enzim kaybının yanı sıra besin kaybına da özellikle vitamin kaybına neden olur. C vitamini, folik asit, A vitamini vb.. Diğer bir etki de minerallerin emiliminin daha zor olmasıdır ve sonuç olarak vücudumuz bu minerallerden daha az yararlanır.
Tüm bunlar düşünüldüğünde çiğ beslenme sayesinde daha enerjik bir yaşam, daha güçlü bir bağışıklık sistemi ve daha uzun bir ömür mümkün.
Bu beslenme tarzında en çok yeşillikler, sebze ve meyveler tüketilir. Filizlendirilmiş baklagiller ve yağlı tohumlar ana protein kaynağıdır. Susam tohumu, badem, brokoli, ıspanak, deniz yosunu, buğday çimi ve tüm filizler kalsiyum ihtiyacını karşılamak için kullanılabilir. Ispanak, pazı, erik/üzüm suyu, susam tohumu, kaju, brokoli, kabak çekirdeği, keten tohumu da demir ihtiyacını karşılamak için kullanılabilir.
Sebze suları çiğ beslenmenin en önemli parçalarından biridir. Sebze suları ile daha fazla mineral almak mümkün olur.

10 Adımda Sağlıklı Yaşam ve Beslenme
1. Bol bol su için. Susuzluk bazen açlıkla karıştırılabiliyor. Bir dahaki sefere birşeyler atıştırmak istediğinizde bir bardak su için ve biraz bekleyin. Günde 8 bardak su içmeyi hedefleyin ve su kaybına neden olan kahve, şekerli ve alkollü içecek tüketimini azaltın. Yemeklerden önce bir bardak su için.
2. Kompleks karbonhidratlar tüketin. Basit karbonhidratlar içeren ekmek, makarna ve unlu mamüller yerine kompleks karbonhidratlar içeren meyve, sebze, bakliyat ve kuruyemişler tüketin. Doğal besinlerde bulunan lifler kan şekerinin dengede olmasına, antioksidanlar bedenin kendini yenilemesine, vitamin ve mineraller metabolizmanın düzgün çalışmasına yardımcı olur.
3. Sağlıklı yağlar tüketin. Vücudumuzun düzgün çalışabilmesi için yağlara ihtiyacı olduğunu unutmayın ve doğru yağları seçin. Sağlıklı yağlar içeren kuruyemişler, yağlı tohumlar, avokado ve soğuk sıkım zeytinyağlarını beslenmenize eklemekten korkmayın.
4. Protein ihtiyacınızı dengeleyin. Fasülye, nohut, mercimek, kinoa, karabuğday gibi bakliyatlar, kuruyemişler ve tohumlara beslenmenizde yer verin. Eğer hayvansal ürünleri tüketecekseniz mümkün olduğunca organik tercih edin.
5. Kahvaltıyı atlamayın. Hafif bir kahvaltı metabolizmayı hızlandırır ve gün boyu gerekli enerjiyi sağlar. Meyve ve kuruyemişlerden ya da yeşil sebze meyve sularından oluşan çiğ ya da daha da iyisi sıvı bir kahvaltı etme alışkanlığı kazanın.
6. Bedeninizi ve zihninizi çalıştırın. Her gün en az 30 dakikayı aktif geçirin. Spor salonuna gitmek zorunda değilsiniz. Dışarı çıkıp yürümek, merdivenleri kullanmak, bahçe ve ev işleriyle uğraşmak bile sizi hareketlendirecektir. Meditasyon ve pozitif düşünme hayatınızın bir parçası olsun.
7. Uykunuzu alın. Araştırmalar 5 saatten az uyuyanların en az 7 saat uyuyanlara göre ortalama 2 kg daha kilolu olduğunu gösteriyor. Yetersiz uyku enerji metabolizmasının bozulmasına ve iştahın etkilenmesine neden oluyor. Az uyku tokluk hissi veren hormonların salgılanma süreçlerini etkileyebiliyor. Her gece 7-8 saat uyuyun.
8. Kendi yemeğinizi hazırlayın. Yedikleriniz üzerinde kontrol sahibi olmanın en kolay yolu onu bizzat hazırlamaktır. Mümkün olduğunca hafif pişirme teknikleri kullanın ve yediklerinizin yarısından fazlasının çiğ besinlerden oluşmasını hedefleyin.
9. Neler yediğinizi takip edin. Satın aldığınız ürünleri inceleyin. İçindekileri okumadan paketli ürün almayın. İçinde anlayamadığınız kimyasal maddeler olan, şeker ve fruktoz şurubu içeren gıdalardan uzak durun. Doğayla aranıza başkalarının girmesine izin vermeyin. İşlenmiş gıdalar yemeyin.
10. Farkındalıkla yiyin. Ne yediğinize bakın, koklayın, dokunun. Yedikleriniz ağzınızda kaybolana kadar çiğneyin. Sadece yediğinize odaklanın. Başka şeyler izlemek, okumak dikkatinizin dağılmasına ve daha çok yemenize neden olur. Yemeye başlamadan önce ve yemek sırasında derin ve yavaş nefesler alın.

Workshop çalışmasında ise Hindistancevizi Sütü, Çiğ Vegan Suşi ve Chia Puding hazırladık.
Hindistan Cevizi Sütü

Chia Puding

Çiğ Vegan Suşi (karnabahardan)


Etkinliğin sonunda Ayça Hanımın hazırladığı sertifikalarımızı aldık.
Bu güzel program için başta Tülay hanıma ve Ayça hanıma sonsuz teşekkürler.
Keyifli ve de çok güzel bilgiler edindiğim faydalı bir etkinlik oldu kendi adıma.
Sevgiler,