Merhabalar sevgili blogcanlarım,
Güllaç, Ramazan deyince aklımıza ilk gelen tatlılardan biridir öyle değil mi:)
Şöyle kısaca sizlere Güllaç hakkında bilgi vermek istiyorum...
15. yüzyıl ortalarına kadar Osmanlı' da halk mısır nişastasından yufka açıp stoklar ve havayla temas halinde olduğu için kuruyan bu yufkaları da süt ve şekerle ıslatıp yerdi. Zamanla içine gülsuyununda eklenmesiyle ortaya " güllü aş " ismi verinen bu tatlı çıktı ve (tıpkı sütlü aş'ın sütlaç' a dönüşmesi gibi) ismi "Güllaç" oldu.
Güllaç sütlü olduğundan iftardan sonra rahatlıkla yenebilecek,hazmı kolay çok hafif bir tatlıdır. Osmanlı zamanında sarayda da bu özelliği ile de tercih edilen bir tatlı olmuştur. Günümüzde isteğe bağlı olarak içine konulan gülsuyu, Osmanlı Mutfağında ferahlatıcı etkiye sahip olduğu için mutlaka eklenirdi.
Değerli yazar Arif Bilgi' nin Osmanlı Saray Mutfağı kitabındaki bilgilere göre Güllaç ilk kez 1489 yılında saraya alınmış.
Bir diğer yanı da vücudumuza etkisi tabiiki, uzmanlar içerdiği protein, B ve E vitaminleri nedeniyle güllacın bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğini, bu vitaminlerin sakinleştirici ve stresi azaltıcı etkileri olduğunu, oruçtan dolayı düşen kan şekerinin normal seviyesine gelmesine yardımcı olduğunu ifade ediyorlar.
Bu kadar pratik ve bu kadar faydalı bir tatlıyı neden daha sık yapmıyoruz diye soruyorum kendime :))
Serin serin o kadar güzel güzel oluyor ki..
Gelelim şimdi tarife, Güllaç nasıl yapılıyormuş bir de benim tarifimle görelim..
Ben bu kez içine ceviz koydum, biraz bekleyince rengini değiştiriyor. Taze taze tüketecekseniz kesinlikle ekleyin diyorum... Ben böyle daha çok seviyorum.
Tarifime geçmeden önce hepinize hayırla, bolluk ve bereketle dua ile geçireceğiniz güzel bir Ramazan diliyorum.
~~ CEVİZLİ GÜLLAÇ ~~
Malzemeler.
1 pkt Güllaç yaprağı (10 adet yaprak)
1,5 lt. süt,
2 su bardağı şeker,
1 su bardağı ceviz içi
2 yemek kaşığı gülsuyu (isteğe bağlı)
Yapılışı:
Öncelikle tenceremize sütü ve şekeri ekleyip şeker eriyene kadar karıştırarak eritelim. Sütümüz ne çok sıcak ne de soğuk olmamalı. Sıcak olursa yapraklarımız hamur olur, soğuk olursa da yumuşamaz ve sütü içine çekmez.
Bu küçük püf'e dikkat ederek başlayalım tarifimize....
Güllaç yaprağımızdan bir tane alıp dilkdörtgen borcamımızın tabanına güzelce yerleştirelim. Bu aşamada yaprağı kırabilirsiniz. Kabımızın içine tam yerleştirebilmek için. Her yapraktan sonra kepçeyle üzerine süt gezdirelim. Sütü iyice çekmesi için birkaç saniye bekleyelim. 5. yufkayı da aynı şekilde yerleştirdikten sonra üzerine iri kıyılmış ceviz serpiştirelim. Yine diğer yaprakları da aralarına süt dökerek yerleştirelim. Tencerede kalan süte gülsuyunu ekleyip karıştıralım. Tatlımızın üzerine kaşık yardımıyla heryerine eşit olarak gezdirelim. Birkaç saat buzdolabında bekletip üzerini istediğimiz şekilde süsleyelim. Ben antep fıstığı ve frambuaz ile süsledim.
Çok pratik ve inanılmaz hafif olan bu tatlıyı mutlaka deneyin, misafirlerinize ikram edin. Tam not alacağınıza eminim :))
Afiyetler Olsun.
Tadına bakan biri olarak çok lezzetliydi...:) Ellerine emeğine sağlık canım.
YanıtlaSilSevgiler,
Afiyetler olsun ablacım :))
Silsevgiler benden,
İçine gül suyu pek koymuyorum ama cevizin güllaca çok yakıştığını düşünüyorum. Ben vişne ya da nar ile süslüyorum ama frambuaz da çok iyi fikir. Elinize sağlık
YanıtlaSilben de çok az koydum, çok baskın değildi gülsuyu aroması :))
Silekşi tatlar çok yakışıyor bu tatlıya :))
teşekkürler En Bebek...
sevgiler,